Blog

Dünaydın Sevgilim – VI

Vazgeçilmemiş bir türküyüz şimdi…

Ve son – ki – üç – dört!

Uzun zaman olmuş seni beklemeyeli. Ama yaramış bana, iyi olmuş. Ellerim titremeyi özlemiş, gözlerim haber bekler olmuş. Daha bir heyecanlı olmuşum, daha ürkek, daha masum…

Geleceğini umuyorum bugün de.
Aynı coğrafyadayız
Aynı saati kolluyoruz kaderin tüm orospuluğuna inat!

Uğurlu bir şarkım var artık, sana adadığım ve her dinleyişimde hem senden hem de benden bir şeyler bulduğum bir şarkı. Seni ilk gördüğümde çalmıştı. Sonra sen bir ara kalbimi çaldın. Hep çaldı bu şarkı benim için, yine çalıyor.

Gelir misin?
Yoksa uyku daha mı tatlı geliyor?

Şimdi usulca iniyorum beni hiçe saydığın merdivenlerden. Her adımda titriyor dizlerim eskisinden de fazla. Hayal dahi edemiyordum bu merdivenleri; şimdi bir iz, bir ışık peşindeyim. Kullanıyorum her türlü yöntemi sırf sen var ol diye.

Ben tüm bu çıkmazlarda boğulurken aniden bir haberle giriyorsun bu gizemli anıma.

“Geliyorum” diyorsun.

Evet, geliyorsun.

“Gitmeden son kez göreyim seni” diyerek geliyorsun. Bu benim dünyama bağışlanan en büyük şey ve en güzeli sen de bunun farkındasın. Bunu bilerek geliyorsun. “Şöyle otursak, yıllarca gözlerinin içine baksam…” diye geçiriyorum içimden. Sana gelmek için yolları yakıyorum. Dünyayı durdurup yalnız ben koşuyorum.

Etrafında döneceğim yine
Çünkü bu son dönence…

Umutsuz bir vakayım biliyorum. Ama inatla her gün aşka gidiyorum ve ben aşığım diyorum. Aşk dilinde hiçbir tedaviye cevap vermiyorum. Ta ki;

Bir gün reçeteye “sen” yazılana kadar.

İnanmak çok zor

Karşıda beyazlar içinde birisi var. Sırtında çantasıyla… Bu sensin biliyorum.
Arıyorum seni. “Bilseydim bağcıklı ayakkabı giyerdim” diyorum,
“Neden?” diye şaşırıyorsun;
“Dizlerimin bağı çözüldü…” diyorum.

Sonra ikimiz de susuyoruz…

Nefes gibi yakınımda olman kalbimin ritmini bozuyor. Soluklarım düzensizleşiyor. O “Kızılay” kalabalığı benim için bir depreme dönüyor. Yer yarılıyor, herkes inatla yerin dibine giriyor. Biz de yukarıdan seyrediyoruz. Sen daha yukarıdan bakıyorsun tabii. Ben naçizane… Sadece sana bakıyorum…

Sesinde bir “Sala” yankısı var. Tuhafsın.

Ama çok güzelsin.
Çok
Tarifsiz
Masalsız
Yalansız…

Ellerim tahriş olmuş o karanlıkta senden bir “iz” aramaktan. Saklıyorum senden, sende saklıyorsun benden birçok şeyi. Yarı mutluyum bugün, uzaklara gidiyorum. Çok uzaklara, biliyorsun. Adını dahi bilmediğim sokaklara gidiyorum, belki seni unutmaya gidiyorum, belki kendimi unutmaya…

Bunun heyecanını da ilk seninle paylaşıyorum.

Çok büyük heyecan değil mi?

Benden kurtuluyor olmanın vermiş olduğu sevinci gözlerinden okuyorum. Bu bana çok koyuyor biliyor musun? Fazlasıyla “ağır” bir sevinç, kaldıramıyorum…

İçimden bir yemin ediyorum.
Ve biz ilk bulduğumuz ve oturduğumuz yerden kalkıyoruz.

Sen gidiyorsun
Ben izliyorum
Gözyaşlarım geçiriyor seni gideceğin yere kadar.
Sonra bekliyorlar.
Geri dönmemek üzere gidiyorlar.

“Allah’a emanet ol” diyorsun gözlerimin içine baka baka…

“Allah yardımcım olsun” diyorum.

Kokum Kızılay’da bir yerlerdedir.
Karanfil sokakta dolaşırken gözyaşlarıma dikkat et.
Lakin
Onlar ayaklarının altında
Dolaşmayı severler
Gururumdan öğrendiler
Sen uyma onlara…Boş ver…

 

mirfanK’09 ~tr06~

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir