Söyleşi

KaraSu Edebiyat / Söyleşi

Bizleri “yokluğa” doyuracak bir yazar ile tanıştıracağım sizi.
Bülten maillerden birinde rastladığım kitabını okudum ve siz değerli okurlarımız için bir söyleşi hazırladım.

Keyifli okumalar.

Gülten Yaşar.

Aşkın Genç Kalemi İrfan Kurudirek ve “Dünaydın Sevgilim!”

Öncelikle kitabınızın kapağı mükemmeli temsil ediyor ve ilk sayfalarında bizleri farklı olan tarzınızla ağırlıyorsunuz. “Onsöz” ile başlamanızın sebebi nedir? Farklılık yaratmak için mi “Önsöz” yerine “Onsöz” yazdınız? Ne düşünerek doğdu “Onsöz?”

– Sayfalarca birilerine teşekkür etmek veya kitabın oluşum sürecinden bahsetmek beni çıkmaz bir yola sürükledi açıkçası. Çünkü yolda görüp selam verdiğim herkesin o kitapta emeği olabilir. Kapak tamamiyle fotoğraf sanatçısı Murathan Özbek’in eseridir ve aynı şekilde benim için de mükemmeli temsil ediyor.
Onsöz bir kaçış yolu olarak görülebilir aslında insanların rakamlarla aralarının iyi olmadığını biliyorum. Farklılık yaratmak isteyen bir yazar olarak algılanmak istemiyorum onsöz benim rakamlarımın haykırışıdır.

Benim için okuması keyifli bir haykırıştı.
Mutlaka bu soruyu yüzlerce kez yanıtlamışsınızdır fakat ben bir cevapta okurlarımız için isteyeceğim:
“Dünaydın” İrfan Kurudirek için ne demek?

– Teşekkür ediyorum. Evet sizin de belirttiğiniz gibi çok sık karşılaştığım bir soru bu. Bu sorunun cevabını kitabın okurlarına bıraktım, kitabı okuyup bitirdikten sonra “Dünaydın” onlar için ne ifade ediyorsa benim için de öyle. Fakat mutlaka İrfan Kurudirek’in “Dünaydın” açılımı var: “Geçmişin aydınlanması ve buna paralel olarak geleceğin kararması.” hayatımda girip çıkan veya hayatımda olan insanların geçmişlerini aydınlattıkça geleceklerinin karardığını fark ettim o yüzden bu şeklinde tanımladım hep, kitapta okuyucuyu bu yöne çekiyor.

Kitap birisine ithaf edildi mi? Yani içerisinde yer alan şiirler, hikayeler bir yaşanmışlığı yansıtıyor mu?

– Hayır, kitap kimseye ithaf edilmedi. Şöyle ki kimsenin üzerine alınacağı bir şey yok o kitapta. Çoğu hayalimin içerisine yaşanmışlıkları abartarak karıştırdım ve ortaya o şiirler / hikayeler çıktı. Her gece uyumadan önce okuyup şaşırıyorum, aslında var olmayan birçok şeyi abartarak yazmışım. Bu da büyüyüşümü simgeliyor sanırım. Hayatıma girip çıkan veya hala hayatımda olan insanlara ait izler mutlaka vardır ama ben okuyunca o izleri göremiyorum, yazıya dökülüp okuyucuya sunulduktan sonra hepsi unutulmuş benim için.

Peki aşk İrfan Kurudirek’in olmazsa olmazı mıdır?

– Kesinlikle.
Hayatımın her evresinde aşkı yaşadım, bu ilişki anlamında değil yanlış anlaşılmasın. Dinlediğim bir şarkı veya hiç tanımadığım bir insan olabilir aşık olduğum şey. Sırf bir şeyler yazabilmek için aşık olduğumu hatırlıyorum. Bununla ilgili bazı internet sitelerinde “Edebiyat için insan kullanmak” deniyor, ben bunun tanımını bilmiyorum.

Kitapta hikayenin ve şiirin ışığını aynı karede görüyoruz. Peki sizin için şiir mi öncelikli yoksa hikaye mi?

– Şiirin yeri çok farklı, hala yazabildiğimi düşünmüyorum. Hala dediğime bakmayın uzun zamandır bir şiir yazabilmek için çabalıyorum. Hikayeye daha yakınım okuyucuya daha rahat ulaşabiliyorum. Ama şiir zor, şiir tütsü gibi. Ama şair ve yazar olarak anılmak, bunun hissi çok ayrı.

Şüphesiz insanlar bu aşkın sahibini tanımak isteyeceklerdir. İrfan Kurudirek 3 kelimeyle kimdir?

– Bunu anlatmak çok zor. İnsanın kendini üç kelimeye sığdırması ayrı bir yetenek bence, ama soruyu havada bırakmamak için cevaplayayım: “Aşk – Uzun – Deniz”

İrfan Kurudirek için hayat nedir?

– Doğruluk, sadakat, vefa, saygı. vb.
Bunlar birleşince hayat yapıyor benim için, bir tanesi bile eksik olsa yarım yamalak gider her şey. Bunlar olmayınca beş para etmiyor insan hayatı. Çok şükür etrafımda bulunan ve sevdiğim insanlar bunların hepsini barındırıyorlar ben de gücümü onlardan alıyorum.

Kapak Fotoğrafına dönmek istiyorum tekrar, nasıl bir elemeden geçti fotoğraf?

– Hiçbir elemeden geçmedi. Daha önce de belirttiğim gibi fotoğraf sanatçısı olan değerli ağabeyim Murathan Özbek’e ait bir fotoğraf bu. Uzun zamandır kendisinin çektiği fotoğraflara hikayeler yazıyorum, bu fotoğrafı da görür görmez kapak olarak düşündüm ve kendisinden istedim. O da kırmadan yardımcı oldu. Başka bir kapak tasarımını “Dünaydın Sevgilim” için düşünemedim.

Beğenerek okuduğunuz kitap / şiir hangisi?

– Radyo yayını yaptığım yıllarda “Hasretinden Prangalar Eskittim” şiirini okumayı çok seviyordum. Beğenmek ve şiir kelimelerini yanyana getirince bu mükemmel şiir geldi aklıma. Kitaba gelince inanın onlarca sayabilirim ve birisini söylemek geri kalanlara büyük saygısızlık olacaktır. Sakın Şaşırma – Orhan Veli son zamanlarda beğenerek okuduğum bir kitap.

Dergi okur musunuz?

– Bir zamanlar K Dergi takipçisiydim. Sıkı bir şekilde okurdum fakat şimdilerde temin etmekte zorlanıyorum, değerli dergi editörü arkadaşlarımla da bu konuyu görüşme fırsatım olmadı. Bunun dışında internetten takip ettiğim kadarıyla edebiyat ile ilgili dergileri okuyorum. Sizin derginiz de bunlardan birisi benim için.

Peki “aşk” nedir?
– Bir sürü tanım yapılabilir aşk için. Herkesin tanımı farklıdır ve doğrudur.
“Aşk onunla aynı havayı soluduğunda daha az nefes almaktır.”

Bu tanımdan da etkilenmemek mümkün değil.
Türkiye’nin en genç yazarlarından birisiniz, hedefleriniz nelerdir?

– Daha fazla okuyucuya ulaşmak.
“Dünaydın Sevgilim” her kesimden insanın içerisinde kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap bana göre. Bu sebepten ötürü daha fazla okuyucuya ulaşıp onların yorumlarını dinlemek istiyorum açıkçası. Bu “hedef” denildiğinde aklıma gelen ilk şey. Onun dışında yapılmamış ve denenmemiş şeyleri okuyucularla buluşturmak istiyorum. İhtiyacım olan şey biraz zaman.

Yarışmalara katılıyor musunuz?

– Şimdilik hayır. Bir şiir yarışmasına katılacaktım onun da başvuru süresini kaçırdım. Şimdi hazırlandığım öykü yarışmaları var. Bu yaz onlara katılmayı planlıyorum.

İmza günü ve etkinlikler nasıl gidiyor?

– Kitap satışa çıkalı çok az zaman oldu bu yüzden planlamalarımı buna göre yapıyorum. Henüz yeterli zamanın geçtiği kanaatinde değilim. İlk imza gününü yakın çevremin isteği üzerine 5 Haziran 2011 Pazar günü 16:30’da Erzurum’da Vehip Atalay Kültürsarayı’nda gerçekleştireceğim. Onun dışında şimdiden imza günü ve söyleşi için teklif aldığım şehirler ve belediyeler var. Bunları duymak beni çok mutlu ediyor, dediğim gibi zamanı gelince daha çok etkinlik gerçekleştirmek istiyorum.
Bir sonraki projeniz nedir?

– Şu an Dünaydın Sevgilim’in doğuşu ve büyümesi ile ilgilenmekten başka bir şey düşünemez oldum ama şiirlerimi seslendirmek istiyorum. Kesin olmamakla beraber ilerleyen zamanlarda bununla ilgili bir şeyler gerçekleştirebilirim.

Mesleğiniz spor ve profesyonel olarak edebiyat ile uğraşıyorsunuz. Bu nasıl bir his ve çevrenizde nasıl karşılanıyor?

– Bu soru mükemmel evet.
Tarifi imkansız bir his bu. “Böyle bir yeteneğin var mıydı?” sorusuyla karşılaşıyorum sürekli. Sporu da en az yazıyla uğraşmak kadar çok seviyorum. İnsanlar ikisini bir arada bağdaştıramıyorlar ve gerçekten bazen bu benim için de zor oluyor. Girdiğim bir antrenmandan sonra şiir dinletisine gitmek için koşarak kıyafet değiştirip gidiyorum ve orada rastlaştığım insanlar beni görünce şaşırıyorlar. Sanırım resmi kıyafetim eşofman.

Çok eğlenceli bir söyleşi oldu bu.

Peki renk?

– Mavi.

Müzik?

– Mabel.

Fotoğraf?

– Murathan.

Aşk?

– Onsuz.

Film?

– İncir Reçeli

Tiyatro?
– Bir garip Orhan Veli
Doğa?

– Yağmur.

Kara?

– Huzur.

Son olarak okuyucularınıza aracılığımız ile söylemek istediğiniz bir şey var mı?

– Parçalanan hayatlarımızı cümlelerle yapıştırıyoruz, tutarsa ne âla.

Bizi de derinden etkileyen bir kapanış oldu.


Evet, sizi tanımak ve okurlarımıza tanıtmak benim için büyük bir şerefti, çok teşekkür ederim bizi kırmadığınız için. Şans sizinle olsun.

– Artı ve eksilerimle.

mirfanK’11

|||

Dünaydın Sevgilim
Okunuyor.

mirfanK’11

“KaraSu Edebiyat / Söyleşi” üzerine bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir