Blog

Kavuşamayan

Hiç başlamamış bir cümlenin noktasıyız
İtiraf et sende biliyorsun.
Fikirsiz bir düşünceyi andırıyoruz
Görenler imreniyor
Ellerinde değil
Görmemişler
Ne aşkı
Ne seni
Ne de beni.
Uğrunda öleceğimi biliyorsun
Bu yüzden gururlusun
Ne dersin?
Gökyüzünü görebilir miyiz beraber?
Seninle görünce yıldızlar parlar mı eskisinden çok
Yoksa göz kırpıp geçerler mi senin gibi?
Yalvarırım gel
Sana düşleyemeyeceğin bir dünya
Vaad ediyorum
Gelirsen
Dünyayı göreceksin
Yemin ediyorum
Kavuşamadığım için
Ben hep kahroluyorum

Fotoğraf: Murathan Özbek

mirfanK’09 ´CZ´
[Dünaydın Sevgilim – Kavuşamayan]
Blog

İşkence

Elden bir şey gelmez gözlerini düşlemekten başka
Gülüşünün gölgesinde
Uyuyan bir güzel yatmakta
Şerefine kaldırılan her kadeh
Gideceğinin korkusuyla
Hıçkırıklara
Boğulmakta.
Gitme-sen
Kalsan diyorum
Hayatımı dizlerinde uyutuyorum
Sensiz söylediğim her şarkıda
Gözlerimi uyutuyorum
Dalgasız bir deniz
Hayal et
Kıyısında bana esen yeller var
Sana uzanan kollarda
Seni hiç istemeyen eller var
Dalgada boğulan bir adam hayal et
İşkence çekiyor
Omuzlarında
Dalgalar üşütüyor bedenimi.
Çünkü sen varsın
Ruhumda.

P.S: Murathan’a ithamımdır.

mirfanK’09 ´CZ´[Dünaydın Sevgilim – İşkence]

Blog

Dön Gel

Sesini duyar gibiyim
Gelincik kokuyor yokluğun
Uykuya dalıyor gözlerim.
Hayalin beliriyor karşımda
“Gel” diyor.
Çocuklar gibi şen oluyorum
Çaresiz
Koşuyorum yokluğuna
Tüm gücümle
Sen “Gel” diyorsun
Duruyor dünya
Dursun
Sensiz
Dönmesin
Dönüp gelenler
Götürdüklerinden başka
Ne getirdiler ki?
Sen “Gel” desen yine
Nasıl geleceğim
Bilir misin?
Yüreğim elimde.

mirfanK’09 ´CZ´ ~Sarhoş~
Blog

Dünaydın Sevgilim – Tanıtım Yazısı

Tesadüflerin sevdiği on üç kişinin,
On üç bölümlük hikayesini anlatıyor “Dünaydın Sevgilim” adlı aşk romanı.

Bazı ölümler yer ediyor zihinlerde. Ölüp gidenlerin ardından yeni aşklar doğuyor. Çoğu babasız olan, annesi kocaya kaçan aşklar.
Köydekinin kenttekine sevdası ve aşkta alaylı – mektepli kıyasını görebileceğiniz, yer yer Avrupa’nın şirin kasabalarında dolaşıp anlatılan o aşklara şahit olacağınız bir aşk romanı “Dünaydın Sevgilim”
İçerisinde aşkın ihanetle samimiyetini, sadakatin uzaktan çekmeyen bir duygu olduğunu gerçek aşkın ise başka kollardaki sarhoşluğunu bulacaksınız.

Genç Yazar İrfan Kurudirek‘in kaleminden dökülen ve sizlerin de beğenisiyle kitaplaşan kurgular serisi sonunda gerçekle harmanlanıyor. Yazarın deyimiyle “Bir müddet dünyayı Aşk’ın Gözü’nden görüyorsunuz.”

Bir fısıltının çığlığında tanışan iki genç ile başlıyor roman.

Bakışan…
Görüşemeyen…
Ve asla kavuşamayan…
Geriye kalan on bir kişi için;

Keyifli okumalar.

İklim Tanoğlu

Fotoğraf: Murathan Özbek

mirfanK’09 ´CZ´ [Dünayın Sevgilim – Aşkın Göz’ünden]
Blog

Kısa Metraj Aşk – II

Başlarken: Hikaye şeklinde devam niteliğindedir.

“Bir hayal sofrası gibi şimdi. Sisli bir düşünce uyanıyor yıllardır uyuduğu gaflet uykusundan.
Ellerim seni düşününce titremiyor artık. Seni düşünürken sigarayı bıraktım. Ellerimin her titreyişinde aklıma geliyordun, şimdi aklımdan hiç çıkmayacaksın. Bunları yazarken de ellerim titriyor ama sebebini bilmiyorum. Seni çok özledim.
Daha fazla yazmak isterdim
Ama
Kartpostal bitiyor…
Seviyorum
Noracôv Keglær”

Diye son verdi sözlerine. Asla sevgiliye ulaşmayacak bir karttı bu, dolabın dibindeki yerini aldı. Diğerlerini beklerken sabırsızlanıyor olmalı. Büyük bir başarıya imza atmanın verdiği mutluluk var ve uzun zaman sonra mutlu olmanın vermiş olduğu “hayal kurma” başlığı var.
Birazdan çıkılacak beşbuçuk saatlik yolculuk -ki bu rakam Dünaydın Sevgilim serisinin kilit kodudur” bu başlığın altını çok güzel süsleyecek.

Aşkın arandığı yerden bildiriyo(r)dum
Yolculuk biter
Başlık
Üşür.

Artı ve eksilerimle

mirfanK’09 ´H&CZ´[ Dünaydın Sevgilim – VII ~ Giriş ]

Blog

Budapeşte’de Sonbahar

Budapeşte’de bir Sonbahar
Tuna’nın kenarında elleri üşüyen bir adam var
Oltasında titreyen bir balık
Yüreğinde adını bile bilmediği bir yara var.
Ayazdan yüzü kızaran aşıklar
Utancından gizleniyor yalanlar
Bir tek sen eksiksin burada
Bir de kan kırmızı şaraplar.
Efkâr daha hızlı dolaşıyor damarlarımda
Yüzkırkbeş yıldır hüküm sürmüşüm bu topraklarda
Ben yine uçuşa geçiyorum
Bir köprü başında
Tuna alıp götürüyor beni
Bakamıyorum köprü altlarına
Martılar da var
Uçamıyorlar
Adını fısıldıyorum Tuna yankı yapıyor
Köprü başında el ele iki aşık var
Ya Tuna’ya
Ya bana bakıyorlar
Aşık demeye dilim varmıyor
Lâkin
Aşkım görse
Kanım donar.

mirfanK’09 ´Budapest @H` [ Dünaydın Sevgilim – Tuna’ya Aşk!]
Blog

Seviyorum

Seni seviyorum dedi erkek-
Çe
Ne kadar
Diye sordu kız-

Kendimden nefret etmesin-
e
İzin verecek kadar
Çok
Dedi.

mirfanK’09 ´CZ´ – Beğenilen Akşam
Blog

Kahpeliğin Gizem’i

Başka ellerden başka ellere
Oradan da başka ellere.
Ben istemedim.
Olmasaydı sonumuz böyle.
Sonunda ermişsin Murad’ına
Yanağın ısınmıştır umarım
Başka bir yanağın
Sıcaklığında

Her açıdan yakışmadık bu dünyaya Aşk neylesin?
Ay’dan baklınıca görünen en büyük kahpesin.

Fotoğraf: Murathan Özbek

mirfanK’09 ´CZ´ – Sabaha Karşı Kar
Blog

Kar Yağıyor…

Birisi rüyama gelmeyeceğini fısıldadı kulağıma.
Uykuyu haram kıldım.
Güneşi bekliyorum penceremde
Yüzüm ellerimin garantisinde.
Gelirsen eğer duracak kar biliyorum.
Bu yüzden uyumuyorum.
Güneşi karşılamayı sevmem.
Lapa lapa kar yağıyor bak.
Sokak lambaları sönmedi henüz.
Güneş hafiften aydınlattı ortalığı
Henüz göstermedi kendini ama.
Sokak lambalarından takip ediyorum karı
Cam hafif açık
Sıcak bir şarap var elimde
Ellerimi ısıtıyor
Üzerinde dumanı
Buğusunu bırakıyor cama
Adının baş harfini yazıyorum parmağımla.
Oradan bakınca dışarısı daha güzel görünüyor.
Aldatıyorum kendimi
Yüzüme vuruyor sensizliğin ayazı
Gelsen
Bahar gelecek
Düşünsen
Okyanus

mirfanK’09 ´CZ´ – Sabaha Karşı Kar
Blog

Kısa Metraj Aşk

Kim “bir dilek tut” dese
Elinden tutuyorum senin.

Yıldızlar kayar bazen.
Aslında kendimi bildim bileli gökyüzü hep karmaşık.
Ama senden sonra kendimi daha çok biliyorum.
Ve
Hiçbir yıldızı kaçırmıyorum.
Onlar bana göz kırpıyor.
Ben seni diliyorum.

“Hayatının neresindeyim?” diye soruyorsun ya bana,
Benim hayatım senden ibaret
O da ellerinin arasında…

mirfanK’09 ´CZ´ – Sabaha Karşı
Blog

Dünaydın Sevgilim – VI

Vazgeçilmemiş bir türküyüz şimdi…

Ve son – ki – üç – dört!

Uzun zaman olmuş seni beklemeyeli. Ama yaramış bana, iyi olmuş. Ellerim titremeyi özlemiş, gözlerim haber bekler olmuş. Daha bir heyecanlı olmuşum, daha ürkek, daha masum…

Geleceğini umuyorum bugün de.
Aynı coğrafyadayız
Aynı saati kolluyoruz kaderin tüm orospuluğuna inat!

Uğurlu bir şarkım var artık, sana adadığım ve her dinleyişimde hem senden hem de benden bir şeyler bulduğum bir şarkı. Seni ilk gördüğümde çalmıştı. Sonra sen bir ara kalbimi çaldın. Hep çaldı bu şarkı benim için, yine çalıyor.

Gelir misin?
Yoksa uyku daha mı tatlı geliyor?

Şimdi usulca iniyorum beni hiçe saydığın merdivenlerden. Her adımda titriyor dizlerim eskisinden de fazla. Hayal dahi edemiyordum bu merdivenleri; şimdi bir iz, bir ışık peşindeyim. Kullanıyorum her türlü yöntemi sırf sen var ol diye.

Ben tüm bu çıkmazlarda boğulurken aniden bir haberle giriyorsun bu gizemli anıma.

“Geliyorum” diyorsun.

Evet, geliyorsun.

“Gitmeden son kez göreyim seni” diyerek geliyorsun. Bu benim dünyama bağışlanan en büyük şey ve en güzeli sen de bunun farkındasın. Bunu bilerek geliyorsun. “Şöyle otursak, yıllarca gözlerinin içine baksam…” diye geçiriyorum içimden. Sana gelmek için yolları yakıyorum. Dünyayı durdurup yalnız ben koşuyorum.

Etrafında döneceğim yine
Çünkü bu son dönence…

Umutsuz bir vakayım biliyorum. Ama inatla her gün aşka gidiyorum ve ben aşığım diyorum. Aşk dilinde hiçbir tedaviye cevap vermiyorum. Ta ki;

Bir gün reçeteye “sen” yazılana kadar.

İnanmak çok zor

Karşıda beyazlar içinde birisi var. Sırtında çantasıyla… Bu sensin biliyorum.
Arıyorum seni. “Bilseydim bağcıklı ayakkabı giyerdim” diyorum,
“Neden?” diye şaşırıyorsun;
“Dizlerimin bağı çözüldü…” diyorum.

Sonra ikimiz de susuyoruz…

Nefes gibi yakınımda olman kalbimin ritmini bozuyor. Soluklarım düzensizleşiyor. O “Kızılay” kalabalığı benim için bir depreme dönüyor. Yer yarılıyor, herkes inatla yerin dibine giriyor. Biz de yukarıdan seyrediyoruz. Sen daha yukarıdan bakıyorsun tabii. Ben naçizane… Sadece sana bakıyorum…

Sesinde bir “Sala” yankısı var. Tuhafsın.

Ama çok güzelsin.
Çok
Tarifsiz
Masalsız
Yalansız…

Ellerim tahriş olmuş o karanlıkta senden bir “iz” aramaktan. Saklıyorum senden, sende saklıyorsun benden birçok şeyi. Yarı mutluyum bugün, uzaklara gidiyorum. Çok uzaklara, biliyorsun. Adını dahi bilmediğim sokaklara gidiyorum, belki seni unutmaya gidiyorum, belki kendimi unutmaya…

Bunun heyecanını da ilk seninle paylaşıyorum.

Çok büyük heyecan değil mi?

Benden kurtuluyor olmanın vermiş olduğu sevinci gözlerinden okuyorum. Bu bana çok koyuyor biliyor musun? Fazlasıyla “ağır” bir sevinç, kaldıramıyorum…

İçimden bir yemin ediyorum.
Ve biz ilk bulduğumuz ve oturduğumuz yerden kalkıyoruz.

Sen gidiyorsun
Ben izliyorum
Gözyaşlarım geçiriyor seni gideceğin yere kadar.
Sonra bekliyorlar.
Geri dönmemek üzere gidiyorlar.

“Allah’a emanet ol” diyorsun gözlerimin içine baka baka…

“Allah yardımcım olsun” diyorum.

Kokum Kızılay’da bir yerlerdedir.
Karanfil sokakta dolaşırken gözyaşlarıma dikkat et.
Lakin
Onlar ayaklarının altında
Dolaşmayı severler
Gururumdan öğrendiler
Sen uyma onlara…Boş ver…

 

mirfanK’09 ~tr06~
Blog

Adınla Seviştim

“Ufak şeylerin mutlu ettiği insanlar vardır hani. Ufacık şeyler mutlu eder. Küçük bir taş, bir şeker belki bir kolye… Ufacık beyinleri seven insanlar vardır hani. Ucuz ve tüyü bitmemiş aşklara yeri göğü yakanlar vardır. Onlara ithamımdır.”

Ufuksuzsun biliyorum…

İnkar etme
Sen de sevdin onu.
Büyük bir tarafın var biliyorum
Ama küçük tarafında kalmış
Aşkın
Kalbin
Her şeyin.
Asla ağzıma almıyorum “ucuz” kelimesini
Fakat her kelimemden anlıyorsun
Yaşadığın bu şeyin maliyetini.
Ve
Büyük tarafınla duruyorsun karşımda!
Gölgeliyorsun yaşadığın bu “ufaklığı”
Halin perişan
“Yuvarlanıp gitmek” deyim değil senin için.
Dikiliyorsun ya karşıma
Gölgen fazla geliyor o ufak sevdaya
İşte bu yüzden
Isınmak için yakılan her ateşi
Aydınlık sanıyorsun
Ve güneşin yanına almışsın beni
Güneşi yakmamı bekliyorsun.
Sen gölgelemeye devam et.
Ben bir gün güneşi yakacağım
Onu düşünüp uyuduğun her gece
Ben utanmadan adınla seviştim
Yok hayır,
Hiç üzülme
Ben yeni gururlar ektim
Ve
Yazık ömrüm!
Sen kazan diye
Ben hep kaybettim.

mirfanK’09 ~CZ~
Blog

Çizgili Devenin Nalı

Veya
Gel de sen.

Aynı şey mi?
Kesinlikle.
Çizgili bir deve bulursam
Eğer
Nalına bakacağım. Mutlaka

Hayatla alakalı
Bir şey bulurum.
Eğer bir gün gel der isen
İnatla sonuna bakcağım. Mutlaka
Mutluluğu
Onikiden vururum.
mirfanK’09 ~CZ~
Blog

Mutluluğun “Gayr-i” Resmi

“… Çok güzel fotoğrafın.” diye yalan bir cümleyle başladım söze.
“- Seninkiler kadar güzel olmasa da…” karşılığını aldım.
Oysa benim hiç mutluluk resmim olmamıştı.
Bir tarafım hep seni aradı.
Sadece seni.
Eski resimlerime baktım bu hoş sohbetten sonra
Gülmemişim ben hiç.
Oysa bir elin elinde ellerin ve gülüyor gözlerin.
“Dünaydın Sevgilim” büyüyor görüyorsun
Ve
Görüyorsun ki o büyüdükçe ben ölüyorum.
Hiç mutluluk resmim olmamış benim.
Sahte gülüşlerim olmuş sana olan arzularımın gölgesinde
İşte hepsi bu kadar.
Buraları sorma
Mevsimler tanıdık aslında.
Gözlerin gibi
Işıl ışıl başlıyor günler
Sonra sözlerin gibi
Kararıyor gecem
Burada mevsim bizden biri
Yürüyorum ardımda bir şeyleri bırakmış olmanın gururuyla
Birilerinin ardında kalmış olmanın burukluğuyla
Kimsesiz olmanın sarhoşluğuyla yürüyorum.
Yaprak sesleri aynı tonda
Kuşlar farklı ötmüyor buralarda
İçimde yanan sen
Orada da yakıyorsun
Burada da.

Bir sigara daha yanıyor bu hasretin üzerine.
Ve
Ben
Kendi kendime söz verdim.
Beni ilk zehirleyeni bırakayım
Sigarayı da bırakacağım
Sen de söz ver

Hadi..

mirfanK’09 ~CZ~
Blog

Avuçlarımda Bir Gül

Kayıp gitti gözyaşlarım arasında
Dört duvar arasında bir gül
Uzandım
Dikenleri kamaşıyor
Acıtmıyor
Kıpkırmızı bir gül
Kayıp gitti gözyaşlarım arasında
Hiçbir şey söylemeden
Bir daha görmeden
Kokusu değmeden burnuma
Kayıp gitti gözyaşlarım arasında
Ve
Bir gül
Aklımı aldı
Kayıp giderken gözyaşlarım arasında…

Blog

Aşk Süzülüyor Kollarımda

Sıla’dan Gurbet’e adlı bir şarkıydı saçlarını uçuşturan
Biz arkamıza bakmadık hiç
Elin elimde
Başım dik
Geride bıraktıklarımsa
Sersefil.
Yaşı geçmiş insanlar yaşlarına ayak uyduruyor bak
Hepsi kendinden geçmiş
Önce sevdiklerinden
Sonra kendilerinden
Oysa bizler önce kendimizden geçeriz
Sonra yaşımız geçer
Fırsat kalırsa sevdiğimizden geçeriz.
Arzulanan bir adam olsam
En büyük arzularımda bulsam seni
Kirpiğin düşse yanağına da
Dünyayı durdurup alsam.
İki insan var önümüzde bak
Dans pistine geçmişler
Geçiyorlar
Bir bedendeler
Gözler bir
Bir şarkıdalar
Yıllar bir.

Aşklar pekişti o dans pistinde.


Yeni aşklar doğdu;

Babasız aşklar

Annesi kocaya kaçan aşklar…

mirfanK’09 ~CZ~
Blog

Doesn’t Rotate This Way

It is not resonated even your name
You’re totally forgotten here
Not even any street witnesses
Your breath and I have no signs for you in behalf of love…

mirfanK’09 ~CZ~

Teşekkürler Nazlı Çifçi

Blog

Birdebir

Adını dahi bilmediğim sokaklar canlanıyor gözümde
Katre katre dökülen yapraklar
Ve içimde kaybolmaya yüz tutmuş bir sen…
Avazım çıktığı kadar bağırıyorum bu bakmaya kıyamadığım duvarlara
Fakat
Adın dahi yankı yapmıyor
Unutulmuşsun buralarda
Çünkü
Hiçbir sokak şahit değil
Nefes aldığına
Ve
Bende hiçbir belirtin yok
Aşk adına.

Keskin bir anason kokusu giriyor araya
Özletti kendini o da biliyor.
Seni hatırlatan mezelerle süslüyorum dünyamı yine.
Kulağımda sen
Ellerimde sen
Dudağımda sen

Üzerimde lekeli bir ceket ile uzak yollar aramaktayım.
Fazlasıyla uzak
Tenimde dolaşıyor başka eller
Bir yara arar gibi
Seni yokluyorlar sürekli
Oysa ruhumda bir yarasın
Kabuk tutmayan
Dolaşmayın tenimde
Zira kanadı mı
Bir daha
Asla
Durmaz
Yaram

mirfanK’09 – CZ 1/1
Blog

Başkent İle Son Tango!

Buruk bir görüş günü.
Mahkûmlar kelepçelemişler kendilerini araçlarına,
Gözlerini de siyah bir şey ile kapatmışlar
Tanımamak için.
Volta atıyorlar Başkent sokaklarında
Görüş günü bugün
Görüşemeyenler görüşecekler.
Çok zararlı şeyler yazıyorum
Büyük şeyler çıkıyor dudaklarımdan,
Dizleri titriyor edebiyatın korkudan
Korkuyor benden.
Aşkı köle ettim başkent şahit!
Ağzı açık izliyor Tandoğan
7. Caddede katliam var, geberiyor sahte aşıklar.
Aşk…
Sürünüyor karşımda
Korkuyor benden.
Bir de “O” var.
Onun önünde de ben titriyorum zaten.

Blog

Taşan Aşk

Ben “sen” için yaptıklarımı söyleyemem, bir anlamı kalmaz.

Ben kendi dünyamda bir “sen” yapmaya çalıştım, olmamış meğer.
Şimdi gidiyorum kendi dünyamdan.
Sen o dünyada olmamış halinle kalacaksın,
Bir anlamın olmadan…
Seni mutlu eden bir yerde,
Mutlu olduğun biriyle,
Mutlu olduğun zaman gülümsemeni gölgeleyecek şekilde
Aklına düşmem dileğiyle
Ve
Son kez “hoşçakal” ruhum…